Check out the new design

Translation of the Meanings of the Noble Quran - Turkish translation of Al-Mukhtsar in interpretation of the Noble Quran * - Index of Translations


Translation of the Meanings Surah: Ash-Shu‘arā’   Verse:
فَلَمَّا تَرَٰٓءَا ٱلۡجَمۡعَانِ قَالَ أَصۡحَٰبُ مُوسَىٰٓ إِنَّا لَمُدۡرَكُونَ
Firavun ve adamları ile Musa ve adamları birbirlerini görünce Musa'nın arkadaşları şöyle dediler: "Muhakkak Firavun ve adamları bize yetişecekler. Bizim ise onlara karşı koyacak hiçbir gücümüz de yoktur."
Arabic Tafsirs:
قَالَ كَلَّآۖ إِنَّ مَعِيَ رَبِّي سَيَهۡدِينِ
Musa kavmine şöyle dedi: "İş, sizin tasavvur ettiğiniz gibi değildir. Şüphesiz Rabbim, desteğiyle ve yardımıyla benimle beraberdir. Beni irşat edip kurtuluş yolunu gösterecektir."
Arabic Tafsirs:
فَأَوۡحَيۡنَآ إِلَىٰ مُوسَىٰٓ أَنِ ٱضۡرِب بِّعَصَاكَ ٱلۡبَحۡرَۖ فَٱنفَلَقَ فَكَانَ كُلُّ فِرۡقٖ كَٱلطَّوۡدِ ٱلۡعَظِيمِ
Bunun üzerine Musa'ya asası ile denize vurmasını emredip vahyettik. Musa asası ile vurunca, deniz derhal yarıldı. İsrailoğulları'nın kabilelerinin sayısı kadar on iki yol açıldı. Denizin her parçası büyüklük ve sabitlik bakımından koca bir dağ gibi olmuştu ve aralarında da hiç su akmıyordu.
Arabic Tafsirs:
وَأَزۡلَفۡنَا ثَمَّ ٱلۡأٓخَرِينَ
İsrailoğulları'nın arkasından Firavun'u ve kavmini oraya yaklaştırdık ve yolu açık zannederek denize girdiler.
Arabic Tafsirs:
وَأَنجَيۡنَا مُوسَىٰ وَمَن مَّعَهُۥٓ أَجۡمَعِينَ
Musa'yı ve İsrailoğulları'ndan onunla beraber olanları kurtardık. Onlardan hiçbir kimse helak olmadı.
Arabic Tafsirs:
ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا ٱلۡأٓخَرِينَ
Sonra, Firavun'u ve kavmini denizde boğarak öldürdük.
Arabic Tafsirs:
إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَأٓيَةٗۖ وَمَا كَانَ أَكۡثَرُهُم مُّؤۡمِنِينَ
Şüphesiz denizin Musa için ikiye ayrılmasında, boğulmaktan kurtulmasında, Firavun ve kavminin helak olmalarında Musa'nın doğru olduğunu gösteren bir ayet ve ibret vardır. Öyle iken Firavun ile beraber olanların çoğu Mümin değillerdir.
Arabic Tafsirs:
وَإِنَّ رَبَّكَ لَهُوَ ٱلۡعَزِيزُ ٱلرَّحِيمُ
-Ey Resul!- Şüphesiz ki senin Rabbin Azîz'dir. (Hiç kimse O'na galip gelemez) Düşmanlarından intikam alandır. Onlardan tövbe edenlere de çok merhametlidir.
Arabic Tafsirs:
وَٱتۡلُ عَلَيۡهِمۡ نَبَأَ إِبۡرَٰهِيمَ
-Ey Resul!- Onlara İbrahim -aleyhisselam-'ın kıssasını oku.
Arabic Tafsirs:
إِذۡ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوۡمِهِۦ مَا تَعۡبُدُونَ
Hani (İbrahim) babası Azer ve kavmine şöyle demişti: "Allah'tan başka neye ibadet ediyorsunuz?"
Arabic Tafsirs:
قَالُواْ نَعۡبُدُ أَصۡنَامٗا فَنَظَلُّ لَهَا عَٰكِفِينَ
Kavmi ona şöyle dedi: "Putlara ibadet ediyoruz ve onlara ibadet etmeye de devam edeceğiz."
Arabic Tafsirs:
قَالَ هَلۡ يَسۡمَعُونَكُمۡ إِذۡ تَدۡعُونَ
İbrahim -aleyhisselam- onlara şöyle dedi: "Dua ettiğiniz zaman, putlar sizin duanızı işitiyorlar mı?"
Arabic Tafsirs:
أَوۡ يَنفَعُونَكُمۡ أَوۡ يَضُرُّونَ
"Onlara itaat ettiğinizde size fayda verirler mi veya onlara isyan ettiğinizde size zararları dokunur mu?"
Arabic Tafsirs:
قَالُواْ بَلۡ وَجَدۡنَآ ءَابَآءَنَا كَذَٰلِكَ يَفۡعَلُونَ
Onlar da şöyle demişlerdi: "Onlara dua ettiğimizde duamızı duymazlar, itaat ettiğimizde bize fayda vermezler, isyan ettiğimizde de bize zarar vermezler. Bizler babalarımızı böyle yaparken bulduk ve biz onlara tabi olup, taklit ediyoruz."
Arabic Tafsirs:
قَالَ أَفَرَءَيۡتُم مَّا كُنتُمۡ تَعۡبُدُونَ
İbrahim şöyle demişti: "Allah'ı bırakıp hangi putlara tapmakta olduğunuzu düşünüp gördünüz mü?"
Arabic Tafsirs:
أَنتُمۡ وَءَابَآؤُكُمُ ٱلۡأَقۡدَمُونَ
Siz ve daha önce geçmiş atalarınızın neye ibadet ettiklerini.
Arabic Tafsirs:
فَإِنَّهُمۡ عَدُوّٞ لِّيٓ إِلَّا رَبَّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
"Kuşkusuz onların hepsi benim düşmanımdır. Tüm canlıların Rabbi olan Allah Teâlâ hariç, (kendisine ibadet edilen) her şey batıldır."
Arabic Tafsirs:
ٱلَّذِي خَلَقَنِي فَهُوَ يَهۡدِينِ
"Beni yaratan, beni dünya ve ahiretin iyiliklerine irşat eden O'dur."
Arabic Tafsirs:
وَٱلَّذِي هُوَ يُطۡعِمُنِي وَيَسۡقِينِ
"Acıktığımda beni yediren ve susadığımda beni içiren tek varlık O'dur."
Arabic Tafsirs:
وَإِذَا مَرِضۡتُ فَهُوَ يَشۡفِينِ
"Hasta olduğum zaman yalnızca O bana şifa verir. O'ndan başka bana şifa veren yoktur."
Arabic Tafsirs:
وَٱلَّذِي يُمِيتُنِي ثُمَّ يُحۡيِينِ
"Ecelim geldiğinde beni öldürecek olan yalnız O'dur. Öldükten sonra tekrar beni diriltecek olan da O'dur."
Arabic Tafsirs:
وَٱلَّذِيٓ أَطۡمَعُ أَن يَغۡفِرَ لِي خَطِيٓـَٔتِي يَوۡمَ ٱلدِّينِ
"Hesap günü günahlarımı bağışlamasını ümit ettiğim tek varlık O’dur."
Arabic Tafsirs:
رَبِّ هَبۡ لِي حُكۡمٗا وَأَلۡحِقۡنِي بِٱلصَّٰلِحِينَ
İbrahim Rabbine dua ederek şöyle dedi: "Rabbim bana dinde fıkıh ve derin bilgi ver ve benden önce gelen salih peygamberlerle beraber cennete girmem için beni onların arasına kat.
Arabic Tafsirs:
Benefits of the Verses on this page:
• الله مع عباده المؤمنين بالنصر والتأييد والإنجاء من الشدائد.
Allah Teâlâ; yardım edip, desteklemesiyle ve zor durumlardan kurtarmasıyla Mümin kullarıyla beraberdir.

• ثبوت صفتي العزة والرحمة لله تعالى.
Rahmet ve izzet sıfatlarının Allah Teâlâ için sabit olduğu bildirilmiştir.

• خطر التقليد الأعمى.
Körü körüne taklit etmenin tehlikesi bildirilmiştir.

• أمل المؤمن في ربه عظيم.
Müminin Rabbine olan umudu büyüktür.

 
Translation of the Meanings Surah: Ash-Shu‘arā’
Index of Surahs Page Number
 
Translation of the Meanings of the Noble Quran - Turkish translation of Al-Mukhtsar in interpretation of the Noble Quran - Index of Translations

Issued by Tafsir Center for Quranic Studies

Close