Check out the new design

Translation of the Meanings of the Noble Quran - Turkish translation of Al-Mukhtsar in interpretation of the Noble Quran * - Index of Translations


Translation of the Meanings Surah: Ash-Shu‘arā’   Verse:
قَالَ فَعَلۡتُهَآ إِذٗا وَأَنَا۠ مِنَ ٱلضَّآلِّينَ
Musa -aleyhisselam- Firavun'a itiraf ederek şöyle dedi: "Bana vahiy gelmeden önce ben o adamı öldürdüğüm zaman cahillerdendim."
Arabic Tafsirs:
فَفَرَرۡتُ مِنكُمۡ لَمَّا خِفۡتُكُمۡ فَوَهَبَ لِي رَبِّي حُكۡمٗا وَجَعَلَنِي مِنَ ٱلۡمُرۡسَلِينَ
"Ben o adamı öldürdükten sonra, onu öldürmem sebebiyle beni cezalandırarak öldürmenizden korktuğum için Medyen şehrine kaçtım. Rabbim bana ilim verdi ve beni insanlara gönderdiği resullerden biri yaptı."
Arabic Tafsirs:
وَتِلۡكَ نِعۡمَةٞ تَمُنُّهَا عَلَيَّ أَنۡ عَبَّدتَّ بَنِيٓ إِسۡرَٰٓءِيلَ
"Beni, İsrailoğullarını köle edindiğin gibi köle edinmeden yetiştirmene karşılık benim üzerime olan iyiliğini minnet etmen haktır. Ama bu benim seni (iman etmeye) davet etmeme engel değildir."
Arabic Tafsirs:
قَالَ فِرۡعَوۡنُ وَمَا رَبُّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Firavun, Musa -aleyhisselam-'a şöyle dedi: "Resulü olduğunu iddia ettiğin tüm yaratılmışların Rabbi de nedir?"
Arabic Tafsirs:
قَالَ رَبُّ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَآۖ إِن كُنتُم مُّوقِنِينَ
Musa -aleyhisselam-, Firavun'a cevap vererek şöyle dedi: "O, bütün yaratılmışların Rabbidir. O; göklerin, yerin ve her ikisinin arasında bulunanların Rabbidir. Eğer kesin olarak inanıyorsanız bu böyledir. Şüphesiz O, onların Rabbidir. Yalnız O'na ibadet edin."
Arabic Tafsirs:
قَالَ لِمَنۡ حَوۡلَهُۥٓ أَلَا تَسۡتَمِعُونَ
Firavun etrafında bulunan kavminin ileri gelenlerine şöyle dedi: "Musa'nın bu cevabını ve iddia ettiği yalanını duyup, işitiyor musunuz?"
Arabic Tafsirs:
قَالَ رَبُّكُمۡ وَرَبُّ ءَابَآئِكُمُ ٱلۡأَوَّلِينَ
Musa, onlara şöyle dedi: "Allah sizin Rabbinizdir ve daha önceki atalarınızın da Rabbidir."
Arabic Tafsirs:
قَالَ إِنَّ رَسُولَكُمُ ٱلَّذِيٓ أُرۡسِلَ إِلَيۡكُمۡ لَمَجۡنُونٞ
Firavun şöyle dedi: "Şüphesiz resul olarak size gönderildiğini iddia eden bu adam delidir. Kendisine sorulanlara nasıl cevap vereceğini idrak edemiyor. Akıl edemediği şeyler söylüyor."
Arabic Tafsirs:
قَالَ رَبُّ ٱلۡمَشۡرِقِ وَٱلۡمَغۡرِبِ وَمَا بَيۡنَهُمَآۖ إِن كُنتُمۡ تَعۡقِلُونَ
Musa dedi ki: "Eğer aklınızı kullanacak olursanız, sizi kendisine imana davet ettiğim Yüce Allah doğunun Rabbidir, batının Rabbidir ve aralarında bulunan her şeyin Rabbidir."
Arabic Tafsirs:
قَالَ لَئِنِ ٱتَّخَذۡتَ إِلَٰهًا غَيۡرِي لَأَجۡعَلَنَّكَ مِنَ ٱلۡمَسۡجُونِينَ
Onun (Musa) ile olan mücadelesinde aciz kalınca Firavun, Musa'ya şöyle dedi: "Eğer benden başka bir ilaha ibadet edecek olursan, muhakkak ki seni zindana girenlerden kılarım."
Arabic Tafsirs:
قَالَ أَوَلَوۡ جِئۡتُكَ بِشَيۡءٖ مُّبِينٖ
Musa -aleyhisselam- Firavun'a şöyle dedi: "Benim doğruluğumu ve sana getirdiğimin Yüce Allah katından olduğunu gösteren bir şey getirmiş olsam da mı beni zindana atılanlardan kılacaksın?"
Arabic Tafsirs:
قَالَ فَأۡتِ بِهِۦٓ إِن كُنتَ مِنَ ٱلصَّٰدِقِينَ
Firavun da şöyle demişti: "İddia ettiğinde doğru söyleyenlerden isen, doğruluğuna işaret eden şeyleri, haydi getir bakalım!"
Arabic Tafsirs:
فَأَلۡقَىٰ عَصَاهُ فَإِذَا هِيَ ثُعۡبَانٞ مُّبِينٞ
Bunun üzerine Musa asasını yere atıverdi. Asa birden görgü tanıklarına apaçık bir yılan oluverdi.
Arabic Tafsirs:
وَنَزَعَ يَدَهُۥ فَإِذَا هِيَ بَيۡضَآءُ لِلنَّٰظِرِينَ
Elini koynuna soktuğunda beyaz değildi. Ama elini koynundan çıkardığında elinde bir alaca hastalığı olmadan nurlu bir beyazlıkla çıkardı. Bakanlar da bu şekilde görüyorlardı.
Arabic Tafsirs:
قَالَ لِلۡمَلَإِ حَوۡلَهُۥٓ إِنَّ هَٰذَا لَسَٰحِرٌ عَلِيمٞ
Firavun etrafındaki ileri gelenlere şöyle demişti: "Muhakkak ki bu adam sihri iyi bilen bir sihirbazdır."
Arabic Tafsirs:
يُرِيدُ أَن يُخۡرِجَكُم مِّنۡ أَرۡضِكُم بِسِحۡرِهِۦ فَمَاذَا تَأۡمُرُونَ
"Şüphesiz (yapmış olduğu) sihri ile sizi yurdunuzdan sürüp çıkarmak istiyor. O halde onun hakkında alacağımız karar ile ilgili görüşünüz nedir?"
Arabic Tafsirs:
قَالُوٓاْ أَرۡجِهۡ وَأَخَاهُ وَٱبۡعَثۡ فِي ٱلۡمَدَآئِنِ حَٰشِرِينَ
Ona şöyle dediler: "Musa'yı ve kardeşini alıkoy. Onları cezalandırmada acele etme. Mısır şehirlerine de sihirbazları toplayacak olan görevlileri gönder."
Arabic Tafsirs:
يَأۡتُوكَ بِكُلِّ سَحَّارٍ عَلِيمٖ
"Sana, sihri bilen bütün bilgiç sihirbazları getirsinler."
Arabic Tafsirs:
فَجُمِعَ ٱلسَّحَرَةُ لِمِيقَٰتِ يَوۡمٖ مَّعۡلُومٖ
Bunun üzerine Firavun, sihirbazlarını Musa ile karşılaşmaları için belli bir günde, belirlenen bir yerde bir araya getirdi.
Arabic Tafsirs:
وَقِيلَ لِلنَّاسِ هَلۡ أَنتُم مُّجۡتَمِعُونَ
İnsanlara da şöyle denildi: "Siz, galip gelenin Musa mı yoksa sihirbazlar mı olduğunu görmek için toplanır mısınız?"
Arabic Tafsirs:
Benefits of the Verses on this page:
• أخطاء الداعية السابقة والنعم التي عليه لا تعني عدم دعوته لمن أخطأ بحقه أو أنعم عليه.
Davetçi kimsenin geçmişte işlemiş olduğu hataları ve kişiler tarafından bahşedilmiş olan nimetler, hakkında yanlış yapan veya kendisine iyilikte bulunanları hakka davet etmeye engel değildir.

• اتخاذ الأسباب للحماية من العدو لا ينافي الإيمان والتوكل على الله.
Düşmandan korunmak için sebepleri yerine getirmek, iman etmek ve Allah'a tevekkül etmekle çelişmez.

• دلالة مخلوقات الله على ربوبيته ووحدانيته.
Yüce Allah'ın yarattıkları, O'nun rububiyetine ve vahdaniyetine delildir.

• ضعف الحجة سبب من أسباب ممارسة العنف.
Kişinin delilinin zayıf olması, şiddet uygulamasına sebep olur.

• إثارة العامة ضد أهل الدين أسلوب الطغاة.
Halkı din ehlinin aleyhine kışkırtmak zalim yöneticilerin üslubudur.

 
Translation of the Meanings Surah: Ash-Shu‘arā’
Index of Surahs Page Number
 
Translation of the Meanings of the Noble Quran - Turkish translation of Al-Mukhtsar in interpretation of the Noble Quran - Index of Translations

Issued by Tafsir Center for Quranic Studies

Close