ߞߘߐ ߟߎ߬ ߘߟߊߡߌ߬ߘߊ߬ߟߌ ߝߐߘߊ ߘߏ߫ ߞߋߟߦߊߣߍ߲ ߠߎ߬ - ߕߙߎߞߌߞߊ߲ ߘߟߊߡߌߘߊ - ߞߓ. ߊ߳ߺߊ߬ߟߌ߮ ߏߗ߭ߍߞ ߣߌ߫ ߡߐ߰ ߜߘߍ߫ ߟߎ߫ ߓߟߏ߫ - ߞߐߜߍ ߝߙߍߕߍ 580 - ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߔߘߋߞߎ

Sûretu'l-Mürselât

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 1

وَٱلۡمُرۡسَلَٰتِ عُرۡفٗا

Yemin olsun, (iyiliklerle) birbiri peşinden gönderilenlere;

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 2

فَٱلۡعَٰصِفَٰتِ عَصۡفٗا

Şiddetle eserek (zararlıları) savurup atanlara;

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 3

وَٱلنَّٰشِرَٰتِ نَشۡرٗا

(Hakikat ve hayırları) yaydıkça yayanlara;

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 4

فَٱلۡفَٰرِقَٰتِ فَرۡقٗا

(Hak ile batılı) birbirinden iyice ayıranlara;

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 5

فَٱلۡمُلۡقِيَٰتِ ذِكۡرًا

öğüt telkin edenlere;

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 6

عُذۡرًا أَوۡ نُذۡرًا

(Allah'a yönelenleri) arıtmak, (kötüleri) sakındırmak için.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 7

إِنَّمَا تُوعَدُونَ لَوَٰقِعٞ

Bilin ki size vadolunan şey gerçekleşecek!

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 8

فَإِذَا ٱلنُّجُومُ طُمِسَتۡ

Yıldızların ışığı söndürüldüğü,

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 9

وَإِذَا ٱلسَّمَآءُ فُرِجَتۡ

gökkubbe yarıldığı,

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 10

وَإِذَا ٱلۡجِبَالُ نُسِفَتۡ

dağlar ufalanıp savrulduğu

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 11

وَإِذَا ٱلرُّسُلُ أُقِّتَتۡ

ve peygamberlerin (ümmetleri hakkında şahitlik) vakti tayin edildiği zaman (artık kıyamet kopmuştur).

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 12

لِأَيِّ يَوۡمٍ أُجِّلَتۡ

(Bu alâmetler) hangi vakte ertelenmiştir?

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 13

لِيَوۡمِ ٱلۡفَصۡلِ

Hüküm gününe. @ߛߊߞߍߓߊ߮

ߞߟߏߜߍ ߓߊߖߏߣߊAyırım gününe. ߘߊ߲߬ߝߘߊ߬ߓߐ ߦߌ߬ߘߊ߬ߟߌ

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 14

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا يَوۡمُ ٱلۡفَصۡلِ

(Rasûlüm!) Hüküm gününün ne olduğunu sen nereden bileceksin! (O gün insanlar amellerine göre Cennet yahut Cehennem'e sevkedilirler) @ߛߊߞߍߓߊ߮

ߞߟߏߜߍ ߓߊߖߏߣߊ(Rasûlüm!) Ayırım gününün ne olduğunu sen nereden bileceksin! ߘߊ߲߬ߝߘߊ߬ߓߐ ߦߌ߬ߘߊ߬ߟߌ

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 15

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ

O gün (Peygamber'i ve ahireti) yalan sayanların vay haline!

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 16

أَلَمۡ نُهۡلِكِ ٱلۡأَوَّلِينَ

Biz, (bunlar gibi inkârcı olan) öncekileri helâk etmedik mi?

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 17

ثُمَّ نُتۡبِعُهُمُ ٱلۡأٓخِرِينَ

Sonra arkadakileri de onların ardına takacağız.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 18

كَذَٰلِكَ نَفۡعَلُ بِٱلۡمُجۡرِمِينَ

İşte biz suçlulara böyle yaparız!

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 19

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ

O gün, (hakikatleri) yalan sayanların vay haline!