Check out the new design

クルアーンの対訳 - クルアーン簡潔注釈(トルコ語対訳) * - 対訳の目次


対訳 章: サード章   節:

Sûratu's-Sâd

本章の趣旨:
ذكر المخاصمة بالباطل وعاقبتها.
Batıl ile tartışıp, mücadele etmek ve bu mücadelenin akıbeti.

صٓۚ وَٱلۡقُرۡءَانِ ذِي ٱلذِّكۡرِ
(Sâd), Bakara suresinin başında buna benzer huruf-u mukatta harfleri ile ilgili açıklama geçmektedir. Dünya ve ahiretlerinde insanlara faydalı olacak öğütlerle dolu Kur'an'a yemin etmiştir. Müşriklerin zannettiği gibi Allah ile beraber ortakların varlığı söz konusu değildir.
アラビア語 クルアーン注釈:
بَلِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ فِي عِزَّةٖ وَشِقَاقٖ
Fakat müşrikler, Allah'ın tevhidine karşı kibir ve bir gurur içerisindedirler. Aynı zamanda Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e karşı da muhalefet ve düşmanlık içerisindedirler.
アラビア語 クルアーン注釈:
كَمۡ أَهۡلَكۡنَا مِن قَبۡلِهِم مِّن قَرۡنٖ فَنَادَواْ وَّلَاتَ حِينَ مَنَاصٖ
Biz onlardan önce resullerimizi yalanlayan nice nesilleri helak ettik. Başlarına azap indiği zaman feryat ettiler. Hâlbuki artık onlar için azaptan kurtulma zamanı değildi ki, feryatları kendilerine gelen azaba karşı faydalı olabilsin.
アラビア語 クルアーン注釈:
وَعَجِبُوٓاْ أَن جَآءَهُم مُّنذِرٞ مِّنۡهُمۡۖ وَقَالَ ٱلۡكَٰفِرُونَ هَٰذَا سَٰحِرٞ كَذَّابٌ
Kâfirler, küfürlerinde devam ettikleri müddetçe kendilerini Allah'ın azabı ile korkutan bir resulün gelmesine şaşırdılar. Kâfirler, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in getirdiklerinin doğruluğunu gösteren delilleri gördükleri zaman; "Bu insanları büyüleyen bir büyücü ve Allah'ın kendisine vahyettiği resullerden olduğunu iddia eden bir yalancıdır." dediler.
アラビア語 クルアーン注釈:
أَجَعَلَ ٱلۡأٓلِهَةَ إِلَٰهٗا وَٰحِدًاۖ إِنَّ هَٰذَا لَشَيۡءٌ عُجَابٞ
Bu adam pek çok olan ilahları kendisinden başka ilah olmayan tek bir ilah mı yaptı? Şüphesiz bu yaptığı son derece şaşılır bir durumdur.
アラビア語 クルアーン注釈:
وَٱنطَلَقَ ٱلۡمَلَأُ مِنۡهُمۡ أَنِ ٱمۡشُواْ وَٱصۡبِرُواْ عَلَىٰٓ ءَالِهَتِكُمۡۖ إِنَّ هَٰذَا لَشَيۡءٞ يُرَادُ
Onlardan ileri gelenler ve büyükleri kendilerine tabi olanlara: "Olduğunuz hal üzere devam edin. Muhammed'in dinine girmeyin. İlahlarınıza ibadet hususunda kararlılık gösterin. Şüphesiz Muhammed'in sizi bir tek ilaha ibadet etme daveti bize üstün gelmek ve ona tabi olmamız için önceden dikkatle hesaplanmış bir şeydir." diyerek harekete geçtiler.
アラビア語 クルアーン注釈:
مَا سَمِعۡنَا بِهَٰذَا فِي ٱلۡمِلَّةِ ٱلۡأٓخِرَةِ إِنۡ هَٰذَآ إِلَّا ٱخۡتِلَٰقٌ
Muhammed'in bizi davet ettiği Allah'ın tevhidini, ne atalarımızın üzerinde olduğu yolda bulduk, ne de İsa -aleyhisselam-'ın dininde olduğunu işittik. Kendisinden duyduğumuz bu din, ancak uydurulmuş yalan ve iftiradan ibarettir.
アラビア語 クルアーン注釈:
أَءُنزِلَ عَلَيۡهِ ٱلذِّكۡرُ مِنۢ بَيۡنِنَاۚ بَلۡ هُمۡ فِي شَكّٖ مِّن ذِكۡرِيۚ بَل لَّمَّا يَذُوقُواْ عَذَابِ
"Biz, bu kadar eşraf ve ileri gelen büyükler dururken, aramızdan özellikle ona Kur'an'ın inmesi doğru mudur?" dediler. Bilakis bu müşrikler, sana inen vahiy hakkında şüphe içindedirler. Çünkü onlar, henüz Allah'ın azabını tatmadılar. Azap için mühlet vermesine aldandılar. Eğer o azabı tatmış olsalardı; küfre, Allah'a şirk koşmaya ve sana vahyedilene şüphe ile bakmaya kalkışmazlardı.
アラビア語 クルアーン注釈:
أَمۡ عِندَهُمۡ خَزَآئِنُ رَحۡمَةِ رَبِّكَ ٱلۡعَزِيزِ ٱلۡوَهَّابِ
Kendisine hiçbir şeyin galip gelemeyeceği Azîz olan, dilediğini dilediğine veren Rabbinin lütuf hazineleri bu yalancı müşriklerin yayında mıdır? Peygamberlik de O'nun lütfunun hazinelerindendir. Onu da istediğine verir. Peygamberlik, dilediklerine bahşedip dilediklerinden de men edecekleri kendilerine ait bir şey değildir.
アラビア語 クルアーン注釈:
أَمۡ لَهُم مُّلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِ وَمَا بَيۡنَهُمَاۖ فَلۡيَرۡتَقُواْ فِي ٱلۡأَسۡبَٰبِ
Yoksa göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların mülkü onların elinde midir ki vermede ve mani olmada hak sahibi olsunlar? Eğer bunu iddia ediyorlarsa, verme ve mani olmada istedikleri gibi hükmetmeleri için göklere ulaştıran sebeplere sarılsınlar. Bunu yapmaya asla güç yetiremezler.
アラビア語 クルアーン注釈:
جُندٞ مَّا هُنَالِكَ مَهۡزُومٞ مِّنَ ٱلۡأَحۡزَابِ
Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i yalanlayanlar, kendilerinden önceki resulleri yalanlayanların orduları gibi bozguna uğrayacaklardır.
アラビア語 クルアーン注釈:
كَذَّبَتۡ قَبۡلَهُمۡ قَوۡمُ نُوحٖ وَعَادٞ وَفِرۡعَوۡنُ ذُو ٱلۡأَوۡتَادِ
Bu yalanlayanlar ilk yalanlayanlar değildir. Çünkü onlardan önce Nuh kavmi, Ad kavmi ve kazıkları olup insanları onlarla azaplandıran Firavun da yalanlamıştı.
アラビア語 クルアーン注釈:
وَثَمُودُ وَقَوۡمُ لُوطٖ وَأَصۡحَٰبُ لۡـَٔيۡكَةِۚ أُوْلَٰٓئِكَ ٱلۡأَحۡزَابُ
Semûd, Lût kavmi, Şuayb kavmi de yalanladılar. İşte onlar da peygamberlerini yalanlamak ve getirdiklerine küfretmek için birleşen topluluklardı.
アラビア語 クルアーン注釈:
إِن كُلٌّ إِلَّا كَذَّبَ ٱلرُّسُلَ فَحَقَّ عِقَابِ
O topluluklardan her biri gönderilen resulleri mutlaka yalanlamışlardır. Böylece Allah'ın azabı bir zamana kadar gecikmesine rağmen hak ettikleri o ceza yine başlarına geldi.
アラビア語 クルアーン注釈:
وَمَا يَنظُرُ هَٰٓؤُلَآءِ إِلَّا صَيۡحَةٗ وَٰحِدَةٗ مَّا لَهَا مِن فَوَاقٖ
Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'i yalanlayanlar geri dönüşü olmayan Sûr'a ikinci kez üfürülmesinden başkasını beklemiyorlar. Eğer onu yalanlamaları üzerine ölür iseler onlar için azap vuku bulacaktır.
アラビア語 クルアーン注釈:
وَقَالُواْ رَبَّنَا عَجِّل لَّنَا قِطَّنَا قَبۡلَ يَوۡمِ ٱلۡحِسَابِ
Alay ederek: "Ey Rabbimiz! Kıyamet gününden önce dünya hayatında azaptan olan nasibimizi bize çabucak ver." derler.
アラビア語 クルアーン注釈:
本諸節の功徳:
• أقسم الله عز وجل بالقرآن العظيم، فالواجب تَلقِّيه بالإيمان والتصديق، والإقبال على استخراج معانيه.
Allah -azze ve celle- Kur'an-ı Azim'e yemin etmiştir. Kur'an'ı iman ve tasdik ederek kabul etmek, manasını çıkarmak için ona yönelmek farzdır.

• غلبة المقاييس المادية في أذهان المشركين برغبتهم في نزول الوحي على السادة والكبراء.
Müşriklerin zihinlerindeki maddi kıstas ağır bastığı için, vahyin efendilerine ve büyüklerine gelmesini arzulamışlardır.

• سبب إعراض الكفار عن الإيمان: التكبر والتجبر والاستعلاء عن اتباع الحق.
Kâfirlerin iman etmekten uzaklaşıp yüz çevirmelerinin sebebi; kibir, güç gösterisinde bulunmak ve hakka tabi olmaktan kendilerini üstün görmeleridir.

 
対訳 章: サード章
章名の目次 ページ番号
 
クルアーンの対訳 - クルアーン簡潔注釈(トルコ語対訳) - 対訳の目次

- Tafsir Center for Quranic Studies - 発行

閉じる