Check out the new design

クルアーンの対訳 - クルアーン簡潔注釈(トルコ語対訳) * - 対訳の目次


対訳 章: マルヤム章   節:
يَٰيَحۡيَىٰ خُذِ ٱلۡكِتَٰبَ بِقُوَّةٖۖ وَءَاتَيۡنَٰهُ ٱلۡحُكۡمَ صَبِيّٗا
Yahya dünyaya geldi ve kendisine hitap edilecek yaşa ulaştı. Ardından ona: "Ey Yahya! Tevrat'ı ciddiyet ve gayret ile al." dedik. Daha çocuk yaştayken ona anlayış, ilim, ciddiyet ve kararlılık verdik.
アラビア語 クルアーン注釈:
وَحَنَانٗا مِّن لَّدُنَّا وَزَكَوٰةٗۖ وَكَانَ تَقِيّٗا
Katımızdan ona bir rahmet verdik, onu günahlardan temizledik. Allah'ın emirlerini emreden ve yasaklarından sakınan takvalı bir kimseydi.
アラビア語 クルアーン注釈:
وَبَرَّۢا بِوَٰلِدَيۡهِ وَلَمۡ يَكُن جَبَّارًا عَصِيّٗا
Ana babasına karşı lütufta ve ihsanda bulunan itaatkâr birisiydi. Rabbine ve ana babasına itaatte büyüklük taslayan ve isyankâr biri olmadı.
アラビア語 クルアーン注釈:
وَسَلَٰمٌ عَلَيۡهِ يَوۡمَ وُلِدَ وَيَوۡمَ يَمُوتُ وَيَوۡمَ يُبۡعَثُ حَيّٗا
Doğduğu gün, bu hayattan ölerek çıkacağı gün ve kıyamet günü diriltileceği gün Allah'ın selameti ve emaneti onun üzerine olsun. Bu üç yer insanın başından geçecek en zor yerdir. Eğer buralarda emanda olursa buraların dışında onun için korku yoktur.
アラビア語 クルアーン注釈:
وَٱذۡكُرۡ فِي ٱلۡكِتَٰبِ مَرۡيَمَ إِذِ ٱنتَبَذَتۡ مِنۡ أَهۡلِهَا مَكَانٗا شَرۡقِيّٗا
-Ey Resul!- Sana indirilen Kur'an'da Meryem -aleyhisselam-'ın haberini de zikret. Hani ailesinden ayrılıp tek başına doğu yönündeki bir yerde inzivaya çekildi.
アラビア語 クルアーン注釈:
فَٱتَّخَذَتۡ مِن دُونِهِمۡ حِجَابٗا فَأَرۡسَلۡنَآ إِلَيۡهَا رُوحَنَا فَتَمَثَّلَ لَهَا بَشَرٗا سَوِيّٗا
Kavmi ile kendisi arasına Rabbine olan ibadetini görmeyecekleri bir perde edindi. Biz ona Cebrail -aleyhisselam-'ı gönderdik. Tam bir insan suretinde ona gözüktü. Meryem de bu kimsenin ona zarar vermek istemesinden korktu.
アラビア語 クルアーン注釈:
قَالَتۡ إِنِّيٓ أَعُوذُ بِٱلرَّحۡمَٰنِ مِنكَ إِن كُنتَ تَقِيّٗا
Onu kendisine doğru yönelmiş, normal yaratılışta bir insan suretinde görünce ona: "Eğer Allah’tan korkan takvalı bir kimse isen, sana karşı Rahman'ın himayesini dilerim.
アラビア語 クルアーン注釈:
قَالَ إِنَّمَآ أَنَا۠ رَسُولُ رَبِّكِ لِأَهَبَ لَكِ غُلَٰمٗا زَكِيّٗا
Cebrail -aleyhisselam-: "Ben beşer değilim. Ancak ben Rabbinin sana tertemiz bir oğul bahşetmesinden dolayı sana gönderdiği elçisiyim." dedi.
アラビア語 クルアーン注釈:
قَالَتۡ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَٰمٞ وَلَمۡ يَمۡسَسۡنِي بَشَرٞ وَلَمۡ أَكُ بَغِيّٗا
Meryem şaşırmış bir halde: "Bana bir eş ya da başkası yaklaşmamış ve ben zinakâr biri olmadığım halde nasıl bir oğlum olabilir?" dedi.
アラビア語 クルアーン注釈:
قَالَ كَذَٰلِكِ قَالَ رَبُّكِ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٞۖ وَلِنَجۡعَلَهُۥٓ ءَايَةٗ لِّلنَّاسِ وَرَحۡمَةٗ مِّنَّاۚ وَكَانَ أَمۡرٗا مَّقۡضِيّٗا
Cebrail ona: "Evet böyle. Sana bir eş ya da başkası dokunmamıştır ve sen zinakâr biri de olmadın." dedi. Fakat Rabbin -Subhanehu ve Teâlâ- şöyle buyurdu: "Babasız bir çocuk yaratmak bana çok kolaydır. Sana bahşedilen bu çocuk Allah'ın kudretine dair insanlar için bir alamet, sana ve ona iman edenlere bir rahmet olacaktır. Senin çocuğunun yaratılması Allah tarafından takdir edilmiş ve Levh-i Mahfuz'da yazılmış bir husustur."
アラビア語 クルアーン注釈:
۞ فَحَمَلَتۡهُ فَٱنتَبَذَتۡ بِهِۦ مَكَانٗا قَصِيّٗا
Meryem meleğin kendisine çocuğun ruhunu üfledikten sonra hamile kaldı ve insanlardan uzak bir yerde inzivaya çekildi.
アラビア語 クルアーン注釈:
فَأَجَآءَهَا ٱلۡمَخَاضُ إِلَىٰ جِذۡعِ ٱلنَّخۡلَةِ قَالَتۡ يَٰلَيۡتَنِي مِتُّ قَبۡلَ هَٰذَا وَكُنتُ نَسۡيٗا مَّنسِيّٗا
Doğum sancısı onu bir hurma ağacına (dayanmaya) sevk etti. Meryem -aleyhisselam-: "Keşke bugünden önce ölseydim, benim hakkımda kötü düşünmemeleri için unutulup gitseydim." dedi.
アラビア語 クルアーン注釈:
فَنَادَىٰهَا مِن تَحۡتِهَآ أَلَّا تَحۡزَنِي قَدۡ جَعَلَ رَبُّكِ تَحۡتَكِ سَرِيّٗا
Ayaklarının altından İsa ona seslenerek: "Üzülme sakın! Rabbin ayaklarının altından kendisinden içeceğin bir su arkı kılmıştır." dedi.
アラビア語 クルアーン注釈:
وَهُزِّيٓ إِلَيۡكِ بِجِذۡعِ ٱلنَّخۡلَةِ تُسَٰقِطۡ عَلَيۡكِ رُطَبٗا جَنِيّٗا
Hurma ağacını sıkıca tut ve silkele ki senin için toplayacağın taze hurma dökülsün.
アラビア語 クルアーン注釈:
本諸節の功徳:
• الصبر على القيام بالتكاليف الشرعية مطلوب.
Dini sorumlulukları yerine getirme konusunda sabır göstermek istenilen bir şeydir.

• علو منزلة بر الوالدين ومكانتها عند الله، فالله قرنه بشكره.
Yüce Allah'ın katında, ana babanın saygınlığı ve makamı yüksektir. Allah onları kendine şükredilmesi ile birlikte zikretmiştir.

• مع كمال قدرة الله في آياته الباهرة التي أظهرها لمريم، إلا أنه جعلها تعمل بالأسباب ليصلها ثمرة النخلة.
Yüce Allah Meryem'e apaçık ayetlerini mükemmel kudreti ile göstermeye kadir olmasına rağmen yine de ağaçtaki hurmaya ulaşmasını sebeplere bağlı kılmıştır.

 
対訳 章: マルヤム章
章名の目次 ページ番号
 
クルアーンの対訳 - クルアーン簡潔注釈(トルコ語対訳) - 対訳の目次

- Tafsir Center for Quranic Studies - 発行

閉じる