Check out the new design

Fassarar Ma'anonin Alqura'ni - Fassara da yaren Turkanci ga taƙaitaccen Tafsirin AlƘur'ani mai girma * - Teburin Bayani kan wasu Fassarori


Fassarar Ma'anoni Sura: Al'taubah   Aya:
ٱلتَّٰٓئِبُونَ ٱلۡعَٰبِدُونَ ٱلۡحَٰمِدُونَ ٱلسَّٰٓئِحُونَ ٱلرَّٰكِعُونَ ٱلسَّٰجِدُونَ ٱلۡأٓمِرُونَ بِٱلۡمَعۡرُوفِ وَٱلنَّاهُونَ عَنِ ٱلۡمُنكَرِ وَٱلۡحَٰفِظُونَ لِحُدُودِ ٱللَّهِۗ وَبَشِّرِ ٱلۡمُؤۡمِنِينَ
İşte bu karşılığı elde edecek olanlar; Allah'ın hoşlanmadığı ve gazaplandığı şeyleri terk edip O'nun sevip razı olduğuna dönen kimselerdir. Onlar; Allah'a karşı haşyet (korku) ve tevazu sahibi olan, Allah'a itaatte çok çabalayan, her hallerinde Rablerine hamt eden, oruç tutan, namaz kılan, Allah'ın veya resulünün emrettiklerini emreden, yasakladıklarını yasaklayan, Allah ve resulünün emirlerine ittiba üzerine hareket edip yasaklarından kaçınmak suretiyle Allah'ın sınırlarını koruyan kimselerdir. -Ey Peygamber!- Bu sıfatlar ile vasıflanmış olan Müminlere dünyada ve ahirette kendilerini sevindirecek olan müjdeleri haber ver.
Tafsiran larabci:
مَا كَانَ لِلنَّبِيِّ وَٱلَّذِينَ ءَامَنُوٓاْ أَن يَسۡتَغۡفِرُواْ لِلۡمُشۡرِكِينَ وَلَوۡ كَانُوٓاْ أُوْلِي قُرۡبَىٰ مِنۢ بَعۡدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمۡ أَنَّهُمۡ أَصۡحَٰبُ ٱلۡجَحِيمِ
Şirk üzere ölüp, cehennem ehli oldukları açıkça belli olduktan sonra yakın akraba olsalar bile, peygamber ve müminlerin Allah'tan müşrikler için bağışlanma dilemesi yakışmaz.
Tafsiran larabci:
وَمَا كَانَ ٱسۡتِغۡفَارُ إِبۡرَٰهِيمَ لِأَبِيهِ إِلَّا عَن مَّوۡعِدَةٖ وَعَدَهَآ إِيَّاهُ فَلَمَّا تَبَيَّنَ لَهُۥٓ أَنَّهُۥ عَدُوّٞ لِّلَّهِ تَبَرَّأَ مِنۡهُۚ إِنَّ إِبۡرَٰهِيمَ لَأَوَّٰهٌ حَلِيمٞ
İbrahim’in babası için bağışlama dilemesi, sadece ona verdiği bir sözden dolayı ve onun Müslüman olması içindi. İbrahim, babasına yaptığı nasihatin fayda vermemesi ile yahut onun kâfir olarak öleceği bilgisi vahiy ile kendisine ulaşınca babasının, Allah’ın düşmanı olduğunu kesin olarak anladı ve ondan uzaklaştı. İbrahim'in babası için af talebi, kendisinin ortaya koyduğu bir içtihat ve bir gayret idi. Şüphesiz İbrahim -aleyhisselam-, gerçekten çok dua edip yalvaran, zalim ve haddi aşmış olan kavmine karşı çok affedici ve müsamahalı bir kimseydi.
Tafsiran larabci:
وَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيُضِلَّ قَوۡمَۢا بَعۡدَ إِذۡ هَدَىٰهُمۡ حَتَّىٰ يُبَيِّنَ لَهُم مَّا يَتَّقُونَۚ إِنَّ ٱللَّهَ بِكُلِّ شَيۡءٍ عَلِيمٌ
Allah, bir topluma hidayet verdikten sonra, sakınmaları gereken haramları açıklamadan, onlar üzerine sapıklık hükmü vermez. Onlar, haram olduğu belli olduktan sonra günah işleyecek olurlarsa; işte o zaman Allah, onlar üzerine sapmaları için hükmünü verir. Şüphesiz ki Allah, her şeyi hakkıyla bilendir. O'na hiçbir şey gizli kalmaz. O, bilmediğiniz şeyleri size öğretmiştir.
Tafsiran larabci:
إِنَّ ٱللَّهَ لَهُۥ مُلۡكُ ٱلسَّمَٰوَٰتِ وَٱلۡأَرۡضِۖ يُحۡيِۦ وَيُمِيتُۚ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ ٱللَّهِ مِن وَلِيّٖ وَلَا نَصِيرٖ
Şüphesiz göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Bu ikisinde O'nun hiç bir ortağı yoktur. Göklerde ve yerde olan (gizli ve açık) hiçbir şey O'na gizli kalmaz. Yaşatmak istediğini yaşatır ve öldürmek istediğini de öldürür. -Ey insanlar!- Sizin işlerinizi Allah'tan başka üstlenen yoktur. Sizden kötülüğü savacak ve düşmanlarınıza karşı size yardım edecek Allah'tan başka bir yardımcınız da yoktur.
Tafsiran larabci:
لَّقَد تَّابَ ٱللَّهُ عَلَى ٱلنَّبِيِّ وَٱلۡمُهَٰجِرِينَ وَٱلۡأَنصَارِ ٱلَّذِينَ ٱتَّبَعُوهُ فِي سَاعَةِ ٱلۡعُسۡرَةِ مِنۢ بَعۡدِ مَا كَادَ يَزِيغُ قُلُوبُ فَرِيقٖ مِّنۡهُمۡ ثُمَّ تَابَ عَلَيۡهِمۡۚ إِنَّهُۥ بِهِمۡ رَءُوفٞ رَّحِيمٞ
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Tebuk gazvesinden geri kalmak için münafıklara izin verdiği zaman Allah Teâlâ onu affetti. Sıcağın şiddetine, ellerindekilerin az olması ve düşmanın güçlü olmasına karşın savaştan geri kalmayıp aksine Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’e tabi olan muhaciri ve ensarı bağışlamıştı. Büyük bir zorluk ile karşı karşıya olmaları sebebi ile (Tebuk savaşında) bir kısmının kalpleri savaşı terk etmeye meyledecek iken Allah, onları sebat etmeleri ve düşmana karşı savaşa çıkmaları hususunda muvaffak kılmış ve onların tövbelerini kabul buyurmuştur. Şüphesiz O, çok şefkatlidir, çok merhametlidir. Mümin kullarını tövbe etmeleri hususunda muvaffak kılması ve onların tövbelerini kabul etmesi O’nun rahmetindendir.
Tafsiran larabci:
daga cikin fa'idodin Ayoyin wannan shafi:
• بطلان الاحتجاج على جواز الاستغفار للمشركين بفعل إبراهيم عليه السلام.
İbrahim -aleyhisselam-'ın davranışını ileri sürüp, müşrikler için af dilemenin caiz olduğuna delil getirmek son derece batıldır.

• أن الذنوب والمعاصي هي سبب المصائب والخذلان وعدم التوفيق.
Günahlar ve isyanlar; musibet, rüsvalık ve başarısızlığın sebebidir.

• أن الله هو مالك الملك، وهو ولينا، ولا ولي ولا نصير لنا من دونه.
Mülkün sahibi Allah'tır. Bizim velimiz O'dur. O'nun dışında bir velimiz ve yardımcımız yoktur.

• بيان فضل أصحاب النبي صلى الله عليه وسلم على سائر الناس.
Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ashabının diğer insanlara olan üstünlüğü beyan edilmiştir.

 
Fassarar Ma'anoni Sura: Al'taubah
Teburin Jerin Sunayen Surori Lambar shafi
 
Fassarar Ma'anonin Alqura'ni - Fassara da yaren Turkanci ga taƙaitaccen Tafsirin AlƘur'ani mai girma - Teburin Bayani kan wasu Fassarori

Wanda aka buga a Cibiyar Tafsiri da karatuttukan AlƘur'ani.

Rufewa