ߞߘߐ ߟߎ߬ ߘߟߊߡߌ߬ߘߊ߬ߟߌ ߝߐߘߊ ߘߏ߫ ߞߊ߬ߟߊ - ߕߙߎߞߌߞߊ߲ ߘߟߊߡߌߘߊ - ߞߓ. ߊ߳ߺߊ߬ߟߌ߮ ߏߗ߭ߍߞ ߣߌ߫ ߡߐ߰ ߜߘߍ߫ ߟߎ߫ ߓߟߏ߫ - ߞߐߜߍ ߝߙߍߕߍ 565 - ߞߎ߬ߙߣߊ߬ ߞߟߊߒߞߋ ߔߘߋߞߎ

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 17

إِنَّا بَلَوۡنَٰهُمۡ كَمَا بَلَوۡنَآ أَصۡحَٰبَ ٱلۡجَنَّةِ إِذۡ أَقۡسَمُواْ لَيَصۡرِمُنَّهَا مُصۡبِحِينَ

Biz, vaktiyle bahçe sahiplerine belâ verdiğimiz gibi, onlara da belâ verdik. Hani onlar (bahçe sahipleri), sabah olurken (kimse görmeden) onu (mahsullerini) devşireceklerine yemin etmişlerdi.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 18

وَلَا يَسۡتَثۡنُونَ

Onlar istisna da etmiyorlardı.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 19

فَطَافَ عَلَيۡهَا طَآئِفٞ مِّن رَّبِّكَ وَهُمۡ نَآئِمُونَ

Fakat onlar daha uykudayken Rabbinin katından (gönderilen) kuşatıcı bir âfet (ateş) bahçeyi sarıverdi de,

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 20

فَأَصۡبَحَتۡ كَٱلصَّرِيمِ

bahçe kapkara kesildi.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 21

فَتَنَادَوۡاْ مُصۡبِحِينَ

(Beri tarafta ise) onlar, sabah olurken, birbirlerine seslendiler.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 22

أَنِ ٱغۡدُواْ عَلَىٰ حَرۡثِكُمۡ إِن كُنتُمۡ صَٰرِمِينَ

Madem devşireceksiniz, hadi erkenden mahsûlünüzün başına gidin! diye

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 23

فَٱنطَلَقُواْ وَهُمۡ يَتَخَٰفَتُونَ

fısıldaşa fısıldaşa yola koyuldular.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 24

أَن لَّا يَدۡخُلَنَّهَا ٱلۡيَوۡمَ عَلَيۡكُم مِّسۡكِينٞ

Derken: Aman, bugün orada hiçbir yoksul yanınıza sokulmasın! Diye.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 25

وَغَدَوۡاْ عَلَىٰ حَرۡدٖ قَٰدِرِينَ

(Evet, yoksullara yardıma) güçleri yettiği halde, onları yardımdan mahrum etmek niyet ve azmi ile erkenden yola düştüler.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 26

فَلَمَّا رَأَوۡهَا قَالُوٓاْ إِنَّا لَضَآلُّونَ

Fakat bahçeyi gördüklerinde: Mutlaka yolumuzu şaşırmış olmalıyız! dediler.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 27

بَلۡ نَحۡنُ مَحۡرُومُونَ

Yok yok, doğrusu biz mahrum bırakılmışız!

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 28

قَالَ أَوۡسَطُهُمۡ أَلَمۡ أَقُل لَّكُمۡ لَوۡلَا تُسَبِّحُونَ

İçlerinden en makul olanı şöyle dedi: Ben size «Rabbinizi tesbih etsenize» dememiş miydim?

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 29

قَالُواْ سُبۡحَٰنَ رَبِّنَآ إِنَّا كُنَّا ظَٰلِمِينَ

Rabbimizi tesbih ederiz; doğrusu biz (kendi kendimize) yazık etmişiz, dediler.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 30

فَأَقۡبَلَ بَعۡضُهُمۡ عَلَىٰ بَعۡضٖ يَتَلَٰوَمُونَ

Ardından, kabahati birbirlerine yüklemeye başladılar.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 31

قَالُواْ يَٰوَيۡلَنَآ إِنَّا كُنَّا طَٰغِينَ

(Nihayet) şöyle dediler: Yazıklar olsun bize! Gerçekten biz azgın kişilermişiz.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 32

عَسَىٰ رَبُّنَآ أَن يُبۡدِلَنَا خَيۡرٗا مِّنۡهَآ إِنَّآ إِلَىٰ رَبِّنَا رَٰغِبُونَ

Belki Rabbimiz bize bunun yerine daha iyisini verir. Çünkü biz (artık) Râbbimizi (O'nun hoşnutluğunu) arzuluyoruz.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 33

كَذَٰلِكَ ٱلۡعَذَابُۖ وَلَعَذَابُ ٱلۡأٓخِرَةِ أَكۡبَرُۚ لَوۡ كَانُواْ يَعۡلَمُونَ

İşte azap böyledir. Ahiret azabı ise elbette daha büyüktür. Keşke bilselerdi!

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 34

إِنَّ لِلۡمُتَّقِينَ عِندَ رَبِّهِمۡ جَنَّٰتِ ٱلنَّعِيمِ

Şu da muhakkak ki, takvâ sahipleri için Rableri katında nimetleri bol cennetler vardır.

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 35

أَفَنَجۡعَلُ ٱلۡمُسۡلِمِينَ كَٱلۡمُجۡرِمِينَ

Öyle ya, (Allah'a) teslimiyet gösterenleri , (o) günahkârlar gibi tutar mıyız hiç?

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 36

مَا لَكُمۡ كَيۡفَ تَحۡكُمُونَ

Size ne oluyor? Ne biçim hüküm veriyorsunuz?

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 37

أَمۡ لَكُمۡ كِتَٰبٞ فِيهِ تَدۡرُسُونَ

Yoksa size ait bir kitap var da, (bu bâtıl inanışları) onda mı okuyorsunuz?

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 38

إِنَّ لَكُمۡ فِيهِ لَمَا تَخَيَّرُونَ

Onda, beğendiğiniz her şey sizin için mutlaka vardır (diye mi yazılı)?

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 39

أَمۡ لَكُمۡ أَيۡمَٰنٌ عَلَيۡنَا بَٰلِغَةٌ إِلَىٰ يَوۡمِ ٱلۡقِيَٰمَةِ إِنَّ لَكُمۡ لَمَا تَحۡكُمُونَ

Yoksa, «ne hükmederseniz mutlaka sizindir» diye sizin lehinize olarak tarafımızdan verilmiş, kıyamet gününe kadar geçerli kesin sözler mi var?

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 40

سَلۡهُمۡ أَيُّهُم بِذَٰلِكَ زَعِيمٌ

Sor onlara: Bu iddiayı onların hangisi savunacak?

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 41

أَمۡ لَهُمۡ شُرَكَآءُ فَلۡيَأۡتُواْ بِشُرَكَآئِهِمۡ إِن كَانُواْ صَٰدِقِينَ

Yoksa ortakları mı var onların? Sözlerinde doğru iseler, hadi getirsinler ortaklarını!

ߟߝߊߙߌ ߘߏ߫: 42

يَوۡمَ يُكۡشَفُ عَن سَاقٖ وَيُدۡعَوۡنَ إِلَى ٱلسُّجُودِ فَلَا يَسۡتَطِيعُونَ

O gün incikler açılır ve secdeye davet edilirler; fakat buna güç getiremezler. @ߛߊߞߍߓߊ߮

ߞߟߏߜߍ ߓߊߖߏߣߊO gün incikten açılır ve secdeye davet edilirler; fakat güç getiremezler. ߘߊ߲߬ߝߘߊ߬ߓߐ ߦߌ߬ߘߊ߬ߟߌ