പരിഭാഷ അദ്ധ്യായം മുത്വഫ്ഫിഫീൻ - അൽ മുഖ്തസ്വർ ഫീ തഫ്സീറിൽ ഖുർആനിൽ കരീം (തുർകി വിവർത്തനം) - പേജ് നമ്പർ 588 - ഖുർആൻ വിജ്ഞാനകോശം

ആയത്ത്: 5

لِيَوۡمٍ عَظِيمٖ

İçinde bulunan sıkıntılar ve korkular sebebiyle çok büyük olan bir günde hesap vermek ve karşılığını görmek için diriltilecekler.

ആയത്ത്: 6

يَوۡمَ يَقُومُ ٱلنَّاسُ لِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ

O gün insanlar, bütün varlıkların Rabbine hesap vermek için kalkarlar.

ആയത്ത്: 7

كَلَّآ إِنَّ كِتَٰبَ ٱلۡفُجَّارِ لَفِي سِجِّينٖ

Ölümden sonra yeniden dirilişin olmadığını sanıyorsunuz ama durum hiç de öyle değildir. Kâfir ve münafık günahkârların kitabı kesinlikle yerin en altında hüsrandadır.

ആയത്ത്: 8

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا سِجِّينٞ

-Ey Peygamber!- Siccin'in ne olduğunu sana ne öğretti?

ആയത്ത്: 9

كِتَٰبٞ مَّرۡقُومٞ

Şüphesiz onların kitabı yazılıdır, silinmeyecektir. Ona bir şey eklenemez veya eksiltilemez.

ആയത്ത്: 10

وَيۡلٞ يَوۡمَئِذٖ لِّلۡمُكَذِّبِينَ

Yalanlayanlar için o günde helak ve hüsran vardır.

ആയത്ത്: 11

ٱلَّذِينَ يُكَذِّبُونَ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ

Onlar, Allah’ın kullarına dünyadaki amellerinin karşılığını vereceği ceza gününü yalanlayan kimselerdir.

ആയത്ത്: 12

وَمَا يُكَذِّبُ بِهِۦٓ إِلَّا كُلُّ مُعۡتَدٍ أَثِيمٍ

O günü ancak Allah’ın sınırlarını çiğnemiş, çok günahkâr olan kimselerden başkası yalanlamaz.

ആയത്ത്: 13

إِذَا تُتۡلَىٰ عَلَيۡهِ ءَايَٰتُنَا قَالَ أَسَٰطِيرُ ٱلۡأَوَّلِينَ

Ona, peygamberimize indirilen ayetlerimiz okunduğu zaman şöyle der: “Bunlar önceki milletlerin kıssalarıdır ve Allah’ın katından gelmiş değildirler.”

ആയത്ത്: 14

كَلَّاۖ بَلۡۜ رَانَ عَلَىٰ قُلُوبِهِم مَّا كَانُواْ يَكۡسِبُونَ

Durum o yalanlayanların zannettiği gibi değildir. Bilakis, işlemiş oldukları günahlar onların akıllarına üstün gelerek onu kaplamış ve böylece kalpleriyle hakkı görememişlerdir.

ആയത്ത്: 15

كَلَّآ إِنَّهُمۡ عَن رَّبِّهِمۡ يَوۡمَئِذٖ لَّمَحۡجُوبُونَ

Gerçek şu ki, onlar kıyamet günü Rablerini görmekten alıkonulacaklardır.

ആയത്ത്: 16

ثُمَّ إِنَّهُمۡ لَصَالُواْ ٱلۡجَحِيمِ

Ardından da muhakkak cehennem ateşine sokulacaklar ve sıcağının ızdırabını çekeceklerdir.

ആയത്ത്: 17

ثُمَّ يُقَالُ هَٰذَا ٱلَّذِي كُنتُم بِهِۦ تُكَذِّبُونَ

Sonra da kıyamet günü onlara bir azarlama olarak şöyle denilecektir: “Karşılaştığınız bu azap, peygamberinizin size dünyada iken bildirdiği zaman yalanlamış olduğunuz azaptır.''

ആയത്ത്: 18

كَلَّآ إِنَّ كِتَٰبَ ٱلۡأَبۡرَارِ لَفِي عِلِّيِّينَ

Durum, hesap ve karşılığın olmadığını tasavvur ettiğiniz gibi değildir. Doğrusu itaatkâr kulların kitabı İlliyyin'dedir.

ആയത്ത്: 19

وَمَآ أَدۡرَىٰكَ مَا عِلِّيُّونَ

-Ey Peygamber!- İlliyyun'un ne olduğunu sana ne öğretti?

ആയത്ത്: 20

كِتَٰبٞ مَّرۡقُومٞ

Şüphesiz onların kitabı silinmeyecek şekilde yazılıdır. Ona bir şey eklenemez veya eksiltilemez.

ആയത്ത്: 21

يَشۡهَدُهُ ٱلۡمُقَرَّبُونَ

Bu kitabın yanına yakın kılınmış bütün sema melekleri gelir.

ആയത്ത്: 22

إِنَّ ٱلۡأَبۡرَارَ لَفِي نَعِيمٍ

Şüphesiz çok itaatkâr olanlar, kıyamet günü kalıcı nimetler içinde olacaklardır.

ആയത്ത്: 23

عَلَى ٱلۡأَرَآئِكِ يَنظُرُونَ

Süslü döşekler üzerinde Rablerine, onları mutlu eden ve sevindiren şeylere nazar edip, bakarlar.

ആയത്ത്: 24

تَعۡرِفُ فِي وُجُوهِهِمۡ نَضۡرَةَ ٱلنَّعِيمِ

Onları gördüğün zaman yüzlerinde güzellik ve zarafet olarak nimetlerin eserini görürsün.

ആയത്ത്: 25

يُسۡقَوۡنَ مِن رَّحِيقٖ مَّخۡتُومٍ

Hizmetçileri onlara, şişelerin üzeri mühürlenmiş içkilerden içirirler.

ആയത്ത്: 26

خِتَٰمُهُۥ مِسۡكٞۚ وَفِي ذَٰلِكَ فَلۡيَتَنَافَسِ ٱلۡمُتَنَٰفِسُونَ

Ondan yayılan miskin kokusu sonuna kadar yayılır. Yarışmakta olanların bu değerli mükâfat için Allah'ın razı olacağı ameli yaparak ve öfkeleneceği ameli terk ederek yarışmaları gerekir.

ആയത്ത്: 27

وَمِزَاجُهُۥ مِن تَسۡنِيمٍ

Bu mühürlenmiş içkiye Tesnim pınarından karıştırılır.

ആയത്ത്: 28

عَيۡنٗا يَشۡرَبُ بِهَا ٱلۡمُقَرَّبُونَ

O, cennetin en üstünde yakın kılınmış; pak, ihlaslı kimselerin içtiği bir pınardır. Diğer Müminler de başka şeylerle karıştırılmış olarak ondan içerler.

ആയത്ത്: 29

إِنَّ ٱلَّذِينَ أَجۡرَمُواْ كَانُواْ مِنَ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ يَضۡحَكُونَ

İçinde bulundukları küfür suçunu işlemiş olanlar, iman edenlerle alay ederek onlara gülüyorlardı.

ആയത്ത്: 30

وَإِذَا مَرُّواْ بِهِمۡ يَتَغَامَزُونَ

Onlar Müminlerin yanından geçerlerken, alay ederek ve eğlenerek birbirlerine kaş göz işareti yaparlardı.

ആയത്ത്: 31

وَإِذَا ٱنقَلَبُوٓاْ إِلَىٰٓ أَهۡلِهِمُ ٱنقَلَبُواْ فَكِهِينَ

Ailelerinin yanına döndüklerinde de küfrederek ve Müminlerle alay ederek sevinçli bir şekilde dönerlerdi.

ആയത്ത്: 32

وَإِذَا رَأَوۡهُمۡ قَالُوٓاْ إِنَّ هَٰٓؤُلَآءِ لَضَآلُّونَ

Müslümanları gördükleri zaman şöyle derler: “Muhakkak bunlar doğru yoldan sapmışlardır. Çünkü babalarının dinini terk ettiler.''

ആയത്ത്: 33

وَمَآ أُرۡسِلُواْ عَلَيۡهِمۡ حَٰفِظِينَ

Hâlbuki Allah Teâlâ onları, Müminlerin amellerini kaydetmeleri için sorumlu kılmadı ki, bu sözleri söylüyorlar.

ഈ പേജിലെ ആയത്തുകളിൽ നിന്നുള്ള പാഠങ്ങൾ:

• خطر الذنوب على القلوب.

Günâhların kalpler üzerine olan tehlikesi ifade edilmiştir.

• حرمان الكفار من رؤية ربهم يوم القيامة.

Kıyamet günü kâfirler, Rablerini görmekten mahrum bırakılacaktır.

• السخرية من أهل الدين صفة من صفات الكفار.

Dindar kimselerle alay etmek kâfirlerin özelliklerinden bir özelliktir.