Check out the new design

ការបកប្រែអត្ថន័យនៃគម្ពីរគួរអាន - ការអធិប្បាយសង្ខេបអំពីគម្ពីគួរអានជាភាសាទួរគី * - មាតិកានៃការបកប្រែ


ការបកប្រែអត្ថន័យ ជំពូក​: អាល់ម៉ាអារិច   វាក្យខណ្ឌ:
يُبَصَّرُونَهُمۡۚ يَوَدُّ ٱلۡمُجۡرِمُ لَوۡ يَفۡتَدِي مِنۡ عَذَابِ يَوۡمِئِذِۭ بِبَنِيهِ
Her insan yakınlarını görür, ona gizli kalmazlar. Bununla beraber hiç kimse o durumun dehşeti sebebiyle kimseyi soruşturmaz. Cehennemi hak eden kimseler ise, kendileri yerine azap görmeleri için çocuklarını sunmayı arzular.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
وَصَٰحِبَتِهِۦ وَأَخِيهِ
Karısını ve kardeşini feda eder.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
وَفَصِيلَتِهِ ٱلَّتِي تُـٔۡوِيهِ
Ve sıkıntılar karşısında onun yanında duran akrabalarını sülalesini feda eder.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
وَمَن فِي ٱلۡأَرۡضِ جَمِيعٗا ثُمَّ يُنجِيهِ
Ve yeryüzünde bulunan insan, cin ve diğer herkesi feda etmek ister ki; bu fedakârlık onu cehennem azabından esenlikte kılıp, kurtarsın.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
كَلَّآۖ إِنَّهَا لَظَىٰ
Durum bu günahkârın temenni ettiği gibi değildir. Şüphesiz ahiret yurdunun ateşi yanmış ve alevlenmiştir.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
نَزَّاعَةٗ لِّلشَّوَىٰ
Sıcaklığının ve alevlerinin şiddetinden kafanın derisi hızlıca soyulup ayrılır.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
تَدۡعُواْ مَنۡ أَدۡبَرَ وَتَوَلَّىٰ
Haktan yüz çeviren, ondan uzaklaşarak ona iman etmeyen ve amel işlemeyen kimseyi çağırır.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
وَجَمَعَ فَأَوۡعَىٰٓ
Mal toplayanı ve Allah yolunda harcamakta cimrilik yapanı çağırır.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
۞ إِنَّ ٱلۡإِنسَٰنَ خُلِقَ هَلُوعًا
Şüphesiz insan, aşırı hırslı yaratılmıştır.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
إِذَا مَسَّهُ ٱلشَّرُّ جَزُوعٗا
Kendisine hastalık veya fakirlik sıkıntısı isabet etse çok az sabreder.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
وَإِذَا مَسَّهُ ٱلۡخَيۡرُ مَنُوعًا
Eğer ona insanı mutlu eden bir bolluk veya zenginlik isabet ederse de onu Allah yolunda harcamaz, çok cimrilik eder.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
إِلَّا ٱلۡمُصَلِّينَ
Ama namaz kılanlar bundan müstesna. Onlar bu kötü sıfatlardan esenliktedirler.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
ٱلَّذِينَ هُمۡ عَلَىٰ صَلَاتِهِمۡ دَآئِمُونَ
Onlar, düzenli olarak namazlarına devam ederler. Ondan başka şeylerle meşgul olmaz ve namazlarını onun için belirlenmiş vaktinde eda ederler.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
وَٱلَّذِينَ فِيٓ أَمۡوَٰلِهِمۡ حَقّٞ مَّعۡلُومٞ
Onların mallarında farz kılınmış belirli bir pay vardır.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
لِّلسَّآئِلِ وَٱلۡمَحۡرُومِ
Onlar, mallarını kendilerine gelip isteyenlere ve herhangi bir sebepten ötürü rızıktan mahrum kalıp, istemeyenlere verirler.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
وَٱلَّذِينَ يُصَدِّقُونَ بِيَوۡمِ ٱلدِّينِ
Onlar ki; Allah’ın herkese hak ettiği karşılığı vereceği o günü kıyamet gününü tasdik ederler.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
وَٱلَّذِينَ هُم مِّنۡ عَذَابِ رَبِّهِم مُّشۡفِقُونَ
Onlar ki, işlemiş oldukları salih amellere rağmen Rablerinin azabından korkarlar.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
إِنَّ عَذَابَ رَبِّهِمۡ غَيۡرُ مَأۡمُونٖ
Şüphesiz Rablerinin azabı korkutucudur. Akıllı kimse kendini güvende hissetmez.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِفُرُوجِهِمۡ حَٰفِظُونَ
Onlar, iffetlerini (haram işlemekten) koruyup, fuhuştan uzak tutarak muhafaza ederler.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
إِلَّا عَلَىٰٓ أَزۡوَٰجِهِمۡ أَوۡ مَا مَلَكَتۡ أَيۡمَٰنُهُمۡ فَإِنَّهُمۡ غَيۡرُ مَلُومِينَ
Ancak eşleri veya sahip oldukları cariyeleri bunun dışındadır. Şüphesiz ki onlar; bu cariyeler ile cinsel ilişkiye girmeleri ve bunun dışında onlardan istifade etmelerinden dolayı kınanmazlar.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
فَمَنِ ٱبۡتَغَىٰ وَرَآءَ ذَٰلِكَ فَأُوْلَٰٓئِكَ هُمُ ٱلۡعَادُونَ
Her kim de zikri geçen eşler ve cariyeler dışındakilerden faydalanmak isterse, şüphesiz onlar Allah’ın sınırlarını aşan kimseler olurlar.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
وَٱلَّذِينَ هُمۡ لِأَمَٰنَٰتِهِمۡ وَعَهۡدِهِمۡ رَٰعُونَ
Onlar kendilerine emanet edilen malları, sırları ve diğer şeyleri koruyup, muhafaza ederler. İnsanlara verdikleri sözleri tutarlar. Emanetlerine ihanet etmez, verdikleri sözleri bozmazlar.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
وَٱلَّذِينَ هُم بِشَهَٰدَٰتِهِمۡ قَآئِمُونَ
Onlar şahitliklerini, yakınlık veya düşmanlığın etkisi altında kalmadan olması gerektiği gibi yerine getirirler.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
وَٱلَّذِينَ هُمۡ عَلَىٰ صَلَاتِهِمۡ يُحَافِظُونَ
Onlar; namazlarını zamanında, güzel abdest alarak ve tadil-i erkana riayet ederek sürekli kılarlar. Hiçbir şey onları namazlarından alıkoymaz.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
أُوْلَٰٓئِكَ فِي جَنَّٰتٖ مُّكۡرَمُونَ
İşte bu sıfatlarla nitelenen o kimseler, karşılaşacakları kalıcı nimetlerle ve Allah’ın kerim yüzüne bakarak, cennetlerde ağırlanacaklardır.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
فَمَالِ ٱلَّذِينَ كَفَرُواْ قِبَلَكَ مُهۡطِعِينَ
-Ey Peygamber!- Halkından olan bu müşrikleri, senin etrafına sürükleyerek seni yalanlamak için acele ettiren şey nedir?
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
عَنِ ٱلۡيَمِينِ وَعَنِ ٱلشِّمَالِ عِزِينَ
Sağından ve solundan, çepeçevre, bölük bölük seni kuşatmışlar.
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
أَيَطۡمَعُ كُلُّ ٱمۡرِيٕٖ مِّنۡهُمۡ أَن يُدۡخَلَ جَنَّةَ نَعِيمٖ
Yoksa onlardan her biri kâfir olarak kaldığı halde Allah’ın onları, içinde bulunan kalıcı nimetlerden faydalanacağı, nimetlerle dolu cennetine yerleştireceğini mi ümit ediyor?
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
كَلَّآۖ إِنَّا خَلَقۡنَٰهُم مِّمَّا يَعۡلَمُونَ
Durum hiç de onların tasavvur ettiği gibi değildir. Biz onları bildikleri o şeyden yarattık. Doğrusu biz onları değersiz bir sudan yarattık. Onlar, kendilerine ne bir fayda sağlayabilecek, ne de bir zarar verebilecek kadar çok zayıftırlar. Öyleyse nasıl oluyor da kibirleniyorlar?
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
فَلَآ أُقۡسِمُ بِرَبِّ ٱلۡمَشَٰرِقِ وَٱلۡمَغَٰرِبِ إِنَّا لَقَٰدِرُونَ
Doğunun, batının, Güneş'in, Ay'ın ve bütün yıldızların Rabbi olan Yüce Allah, kendisi adına yemin ederek demiştir ki; “Şüphesiz bizim gücümüz yeter.''
ការបកស្រាយជាភាសា​អារ៉ាប់:
អំពី​អត្ថប្រយោជន៍​នៃវាក្យខណ្ឌទាំងនេះនៅលើទំព័រនេះ:
• شدة عذاب النار حيث يود أهل النار أن ينجوا منها بكل وسيلة مما كانوا يعرفونه من وسائل الدنيا.
Cehennem ehlinin, bildiği dünya vesilelerinden her vesileyle ondan kurtulmayı dileyeceği cehennem azabının şiddeti ifade edilmiştir.

• الصلاة من أعظم ما تكفَّر به السيئات في الدنيا، ويتوقى بها من نار الآخرة.
Namaz, dünyada kötülüklerin silindiği ve kendisiyle ahiret ateşinden korunulan en büyük ibadetlerden biridir.

• الخوف من عذاب الله دافع للعمل الصالح.
Allah Teâlâ’nın azabından korkmak, insanı salih amel işlemeye sevk eder.

 
ការបកប្រែអត្ថន័យ ជំពូក​: អាល់ម៉ាអារិច
មាតិកានៃជំពូក លេខ​ទំព័រ
 
ការបកប្រែអត្ថន័យនៃគម្ពីរគួរអាន - ការអធិប្បាយសង្ខេបអំពីគម្ពីគួរអានជាភាសាទួរគី - មាតិកានៃការបកប្រែ

ត្រូវបានចេញផ្សាយដោយមជ្ឈមណ្ឌល តាហ្វសៀរនៃការសិក្សាគម្ពីគួរអាន

បិទ