Check out the new design

Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Eggo e ɗmngal Turki wonande firo Alkur'aana Teddunde nde raɓɓinaango. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Simoore: Simoore laɓɓinaama   Aaya:

Sûretu Fussilet

Ina jeyaa e payndaale simoore ndee:
بيان حال المعرضين عن الله، وذكر عاقبتهم.
Allah'tan yüz çevirenlerin durumu anlatılmış ve akıbetleri beyan edilmiştir.

حمٓ
(Hâ, Mîm) Bu hususta benzer bir açıklama Bakara suresinin başında zikredilmiştir.
Faccirooji aarabeeji:
تَنزِيلٞ مِّنَ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ
Bu Kur'an, Rahman ve Rahîm olan Yüce Allah tarafından indirilmiştir.
Faccirooji aarabeeji:
كِتَٰبٞ فُصِّلَتۡ ءَايَٰتُهُۥ قُرۡءَانًا عَرَبِيّٗا لِّقَوۡمٖ يَعۡلَمُونَ
Ayetleri en kamil ve açık bir şekilde açıklanmış bir kitaptır. Bilen bir toplum için Arapça bir Kur'an olarak kılınmıştır. Çünkü onlar manasından ve içinde hakka irşat etmesinden istifade ederler.
Faccirooji aarabeeji:
بَشِيرٗا وَنَذِيرٗا فَأَعۡرَضَ أَكۡثَرُهُمۡ فَهُمۡ لَا يَسۡمَعُونَ
Allah'ın Müminler için hazırladığı büyük mükâfat ile onları müjdeler ve elem dolu azap ile kâfirleri korkutur. Onların çoğu bundan yüz çevirmiştir. Onlar içindeki hidayeti kabul etmek kasdıyla dinlemezler.
Faccirooji aarabeeji:
وَقَالُواْ قُلُوبُنَا فِيٓ أَكِنَّةٖ مِّمَّا تَدۡعُونَآ إِلَيۡهِ وَفِيٓ ءَاذَانِنَا وَقۡرٞ وَمِنۢ بَيۡنِنَا وَبَيۡنِكَ حِجَابٞ فَٱعۡمَلۡ إِنَّنَا عَٰمِلُونَ
Dediler ki: "Kalplerimiz bizi çağırdığın şeye karşı örtüler ile kapalıdır. Kulaklarımızda sağırlık vardır, söylediklerini duymaz. Bizim ile senin aranda bir perde vardır, söylediklerin bize ulaşmaz. Sen kendi yolun üzere amel et, biz de kendi yolumuz üzere hareket ediyoruz ve asla sana uymuyoruz."
Faccirooji aarabeeji:
قُلۡ إِنَّمَآ أَنَا۠ بَشَرٞ مِّثۡلُكُمۡ يُوحَىٰٓ إِلَيَّ أَنَّمَآ إِلَٰهُكُمۡ إِلَٰهٞ وَٰحِدٞ فَٱسۡتَقِيمُوٓاْ إِلَيۡهِ وَٱسۡتَغۡفِرُوهُۗ وَوَيۡلٞ لِّلۡمُشۡرِكِينَ
-Ey Resul!- Bu inat edenlere de ki: "Ben de sizin gibi bir insanım, Yüce Allah bana hak ilahınızın bir tek ilah olan Allah olduğunu vahyediyor. O'na ulaşan yolu izleyin. Günahlarınızın bağışlanmasını O'ndan dileyin. Azap ve helak Allah'tan başkasına ibadet eden ya da O'na ortak koşanlar içindir."
Faccirooji aarabeeji:
ٱلَّذِينَ لَا يُؤۡتُونَ ٱلزَّكَوٰةَ وَهُم بِٱلۡأٓخِرَةِ هُمۡ كَٰفِرُونَ
Onlar mallarının zekâtlarını vermeyen, ahireti - içinde olan devamlı nimetleri ve elem dolu azabı- küfredip, inkâr eden kimselerdir.
Faccirooji aarabeeji:
إِنَّ ٱلَّذِينَ ءَامَنُواْ وَعَمِلُواْ ٱلصَّٰلِحَٰتِ لَهُمۡ أَجۡرٌ غَيۡرُ مَمۡنُونٖ
Allah'a iman eden ve salih ameller işleyenler ise bundan müstesnadır. Onlar için kesintisiz bir mükâfat vardır. O da cennettir.
Faccirooji aarabeeji:
۞ قُلۡ أَئِنَّكُمۡ لَتَكۡفُرُونَ بِٱلَّذِي خَلَقَ ٱلۡأَرۡضَ فِي يَوۡمَيۡنِ وَتَجۡعَلُونَ لَهُۥٓ أَندَادٗاۚ ذَٰلِكَ رَبُّ ٱلۡعَٰلَمِينَ
-Ey Resul!- Müşrikleri azarlayarak de ki: "Sizler neden yeryüzünü iki günde; pazar ve pazartesi günü yaratan Yüce Allah'ı küfrediyor ve O'ndan başka ortaklar edinerek onlara ibadet ediyorsunuz? İşte O, mahlukatın hepsinin Rabbidir."
Faccirooji aarabeeji:
وَجَعَلَ فِيهَا رَوَٰسِيَ مِن فَوۡقِهَا وَبَٰرَكَ فِيهَا وَقَدَّرَ فِيهَآ أَقۡوَٰتَهَا فِيٓ أَرۡبَعَةِ أَيَّامٖ سَوَآءٗ لِّلسَّآئِلِينَ
Sarsılmasın diye yeryüzünde sabit dağlar yaratmıştır. Yeryüzünü bereketli ve ehli için hayrını devamlı kılmıştır. Soranlar için orada insanların ve hayvanların rızıklarını, belirtilen iki günü dört güne tamamlayarak takdir etmiştir. Bu diğer iki gün salı ve çarşamba günleridir.
Faccirooji aarabeeji:
ثُمَّ ٱسۡتَوَىٰٓ إِلَى ٱلسَّمَآءِ وَهِيَ دُخَانٞ فَقَالَ لَهَا وَلِلۡأَرۡضِ ٱئۡتِيَا طَوۡعًا أَوۡ كَرۡهٗا قَالَتَآ أَتَيۡنَا طَآئِعِينَ
Sonra Allah -Subhanehu ve Teâlâ- gökyüzünü yaratmaya yöneldi. O gün gökyüzü duman halindeydi. Yüce Allah, gökyüzüne ve yeryüzüne: "İsteyerek ya da kerih görerek emrime boyun eğin!" dedi. Bu husus da ikiniz için de elzem bir durumdur. O ikisi de: "İtaat ederek geldik." dediler. Ey Rabbimiz! Senin dilemen dışında bizim bir dilememiz yoktur.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• تعطيل الكافرين لوسائل الهداية عندهم يعني بقاءهم على الكفر.
Kâfirlerin kendi yanlarında bulunan hidayete sebep olacak hususları yok saymaları onların küfür üzerine kalmaları anlamına gelir.

• بيان منزلة الزكاة، وأنها ركن من أركان الإسلام.
Zekâtın önemi beyan edilmiştir. Zira zekât İslam'ın şartlarındandır.

• استسلام الكون لله وانقياده لأمره سبحانه بكل ما فيه.
Kâinat ve içindeki her şey Yüce Allah'a teslim olup, O'nun -Subhanehu ve Teâlâ-'nın emrine boyun eğmiştir.

 
Firo maanaaji Simoore: Simoore laɓɓinaama
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Eggo e ɗmngal Turki wonande firo Alkur'aana Teddunde nde raɓɓinaango. - Tippudi firooji ɗii

iwde e galle Firo jaŋdeeji Alkur'aana.

Uddude