Check out the new design

Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Eggo e ɗmngal Turki wonande firo Alkur'aana Teddunde nde raɓɓinaango. * - Tippudi firooji ɗii


Firo maanaaji Simoore: Simoore koreeji imraan   Aaya:
هُنَالِكَ دَعَا زَكَرِيَّا رَبَّهُۥۖ قَالَ رَبِّ هَبۡ لِي مِن لَّدُنكَ ذُرِّيَّةٗ طَيِّبَةًۖ إِنَّكَ سَمِيعُ ٱلدُّعَآءِ
Zekeriya -aleyhisselam-, İmran'ın kızı Meryem'e Allah Teâlâ'nın alışılmış olarak verdiğinden farklı olarak ona rızık verdiğini gördü. Kendisi yaşı ilerlemiş, hanımı da kısır olduğu halde Allah'ın ona bir çocuk vermesini ümit ederek şöyle dedi: "Ey Rabbim bana güzel bir evlat ver! Muhakkak ki sen, dua edenin duasını işitir ve onun duasına icabet edersin."
Faccirooji aarabeeji:
فَنَادَتۡهُ ٱلۡمَلَٰٓئِكَةُ وَهُوَ قَآئِمٞ يُصَلِّي فِي ٱلۡمِحۡرَابِ أَنَّ ٱللَّهَ يُبَشِّرُكَ بِيَحۡيَىٰ مُصَدِّقَۢا بِكَلِمَةٖ مِّنَ ٱللَّهِ وَسَيِّدٗا وَحَصُورٗا وَنَبِيّٗا مِّنَ ٱلصَّٰلِحِينَ
Zekeriya -aleyhisselam-, ibadet mekanında, namazda, kıyamda iken melekler ona seslenerek şöyle dediler: Allah, seni doğacak ve ismi Yahyâ olacak olan bir evlat ile müjdeliyor. Allah'tan bir kelimeyi Meryem'in oğlu İsâ’yı doğrulayıcı olması -ki o Allah tarafından bir kelime olarak özel bir yaratılış ile yaratılmıştır- bu çocuk (Yahyâ) ilimde ve ibadette kavminin efendisi, nefsini kadınlara yaklaşmak gibi şehevî arzularından engellemesi, zamanını Rabbine ibadete ayırması ve -yine- salihlerden bir peygamber olması ile bilinmiştir.
Faccirooji aarabeeji:
قَالَ رَبِّ أَنَّىٰ يَكُونُ لِي غُلَٰمٞ وَقَدۡ بَلَغَنِيَ ٱلۡكِبَرُ وَٱمۡرَأَتِي عَاقِرٞۖ قَالَ كَذَٰلِكَ ٱللَّهُ يَفۡعَلُ مَا يَشَآءُ
Melekler, Yahya -aleyhisselam- ile müjdelediği zaman Zekeriya -aleyhisselam- şöyle dedi: "Ey Rabbim! Ben iyice yaşlanmış, karım da kısır iken (doğuramayacak halde iken) nasıl benim bir oğlum olacak!" dedi. Allah, onun bu sözüne cevap olarak şöyle buyurdu: "Senin yaşlı olduğun ve eşinin de kısır olduğu halde Yahya'nın yaratılması; Allah'ın normal yaratmasının tersine olağan üstü yaratışı gibidir. Çünkü Allah, her şeye kadirdir, hikmeti ve ilmi ile dilediğini yapar!"
Faccirooji aarabeeji:
قَالَ رَبِّ ٱجۡعَل لِّيٓ ءَايَةٗۖ قَالَ ءَايَتُكَ أَلَّا تُكَلِّمَ ٱلنَّاسَ ثَلَٰثَةَ أَيَّامٍ إِلَّا رَمۡزٗاۗ وَٱذۡكُر رَّبَّكَ كَثِيرٗا وَسَبِّحۡ بِٱلۡعَشِيِّ وَٱلۡإِبۡكَٰرِ
Zekeriyya: “Ey Rabbim! Hanımımın benden hamile kalacağına dair bana bir işaret göster” diye niyaz etti. Allah da: "Senin talep ettiğin delil şudur ki: Herhangi bir rahatsızlığın olmadığı halde insanlar ile üç gün üç gece boyunca işaret ve benzeri şeylerle anlaşmak dışında hiç konuşmamaktır." dedi. "O halde sen, gecenin sonunda ve başında Allah'ı çokça zikret ve tespih et."
Faccirooji aarabeeji:
وَإِذۡ قَالَتِ ٱلۡمَلَٰٓئِكَةُ يَٰمَرۡيَمُ إِنَّ ٱللَّهَ ٱصۡطَفَىٰكِ وَطَهَّرَكِ وَٱصۡطَفَىٰكِ عَلَىٰ نِسَآءِ ٱلۡعَٰلَمِينَ
Ey peygamber! Hani bir zamanlar meleklerin, Meryem -aleyhisselam-'a şöyle dediklerini hatırla: "Ey Meryem! Allah seni, senin vasıflanmış olduğun övgüye değer özellikler sebebi ile seçti. Seni eksikliklerden temizledi ve seni yaşadığın zamandaki dünya kadınlarına üstün kıldı."
Faccirooji aarabeeji:
يَٰمَرۡيَمُ ٱقۡنُتِي لِرَبِّكِ وَٱسۡجُدِي وَٱرۡكَعِي مَعَ ٱلرَّٰكِعِينَ
Ey Meryem! Namazda kıyamını uzun tut! Rabbine secde et ve kullarından salih kimselerin rükû ettiği gibi rükû edenlerle birlikte rükû et.
Faccirooji aarabeeji:
ذَٰلِكَ مِنۡ أَنۢبَآءِ ٱلۡغَيۡبِ نُوحِيهِ إِلَيۡكَۚ وَمَا كُنتَ لَدَيۡهِمۡ إِذۡ يُلۡقُونَ أَقۡلَٰمَهُمۡ أَيُّهُمۡ يَكۡفُلُ مَرۡيَمَ وَمَا كُنتَ لَدَيۡهِمۡ إِذۡ يَخۡتَصِمُونَ
Zekeriyya ve Meryem -aleyhimesselam-'dan sana zikretmiş olduklarımız, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Ey Peygamber! O âlimler ve salih kimseler, hangisinin Meryem'in yetiştirilmesi hakkında daha çok hak sahibi olduğu konusunu tartışırlarken sen onların yanlarında değildin. Öyle ki onlar kalemlerini koyarak kura çekmişler ve Zekeriya -aleyhisselam-'ın kalemi çıkmış ve kurayı kazanmıştı.
Faccirooji aarabeeji:
إِذۡ قَالَتِ ٱلۡمَلَٰٓئِكَةُ يَٰمَرۡيَمُ إِنَّ ٱللَّهَ يُبَشِّرُكِ بِكَلِمَةٖ مِّنۡهُ ٱسۡمُهُ ٱلۡمَسِيحُ عِيسَى ٱبۡنُ مَرۡيَمَ وَجِيهٗا فِي ٱلدُّنۡيَا وَٱلۡأٓخِرَةِ وَمِنَ ٱلۡمُقَرَّبِينَ
Ey Peygamber! Meleklerin; Ey Meryem! Muhakkak ki Allah seni, babasız bir evlat ile müjdelemektedir. O, Allah'tan bir kelimedir, dediklerini hatırla. Allah, ona "Ol" demiş, o da Allah'ın izni ile bir çocuk oluvermişti. Bu çocuğun ismi, Meryemoğlu İsâ'dır. Onun dünyada ve ahirette yüce bir makamı vardır. Allah Teâlâ'ya yakınlaştırılmış olan kimselerdendir.
Faccirooji aarabeeji:
Ina jeyaa e nafoore aayeeje ɗee e ngol hello:
• عناية الله تعالى بأوليائه، فإنه سبحانه يجنبهم السوء، ويستجيب دعاءهم.
Allah Teâlâ'nın veli kullarına olan inayeti; Allah Subhânehu ve Teâlâ veli kullarını kötülüklerden uzak tutup, onların dualarına icabet etmesiyle gerçekleşir.

• فَضْل مريم عليها السلام حيث اختارها الله على نساء العالمين، وطهَّرها من النقائص، وجعلها مباركة.
Yüce Allah Meryem -aleyhisselam-'ı seçerek, dünya kadınlarına üstün kılarak, eksikliklerden temizleyip, mübarek kılarak faziletli kılmıştır.

• كلما عظمت نعمة الله على العبد عَظُم ما يجب عليه من شكره عليها بالقنوت والركوع والسجود وسائر العبادات.
Allah'ın kulu üzerindeki nimetleri büyüdükçe kulun, üzerine yapması gerekenler de bir o kadar büyük olur. Öyle ki; kendisine bahşedilen bu nimetlerin şükrünü kunut, rükû, secde ve diğer ibadetleri yerine getirerek yapar.

• مشروعية القُرْعة عند الاختلاف فيما لا بَيِّنة عليه ولا قرينة تشير إليه.
Üzerinde ihtilaf edilip, hakkında açık bir delil olmayan veya buna dair bir işaret /ip ucu bulunmayan hususlarda kura çekmenin meşruluğu.

 
Firo maanaaji Simoore: Simoore koreeji imraan
Tippudi cimooje Tonngoode hello ngoo
 
Firo maanaaji al-quraan tedduɗo oo - Eggo e ɗmngal Turki wonande firo Alkur'aana Teddunde nde raɓɓinaango. - Tippudi firooji ɗii

iwde e galle Firo jaŋdeeji Alkur'aana.

Uddude